Bebekler İçin Ürün Tavsiyesi: ÖNLÜK

Bebeğinizin için nice umutlarla alıp hiç kullanamadığınız ürünler olduğu gibi tepe tepe kullandıklarımız da var elbet. Burada bazı deneyimlerimle annelere yardımcı olmak, fikir vermek istiyorum.

Bebekler için olmazsa olmaz bir gerek ÖNLÜK! Benim oğlan gibi kıpır kıpırsa çocuğunuz normal önlükler sizi kesmemektedir. Ben de IKEA'dan aslında 3-4 yaş çocukları için BOYAMA ÖNLÜĞÜ olarak üretilmiş önlükten aldım. Bir pakette 2 tane var, bir kırmızı bir mavi. Fiyatı da gayet uygun. Çok memnun kalınca bir paket daha aldım :).



ARTILARI:
1-Buluz gibi giyildiğinden vücudun üst kısmını ve kolları kapatıyor. Yeme faslının sonunda önlüğün her tarafındaki izleri görünce "İYİ Kİ GİYDİRMİŞİM YAW!" diyorum sürekli.

2- Kumaşı incecik ve sentetik. Yemekten sonra hemen muslukta yıkıyorum çok kısa sürede kuruyor.

3- Alttaki cep kısmına da kırıntılar veya hızla akan muhallebi halıya ulaşmasan giriyor. Önlükte ALT CEP ÖNEMLİ!

EKSİLERİ:
1- Su geçirmez kumaş değil. Onun için eğer uzun süre karpuz türü ıslak birşey yerse altına geçebiliyor. Öyle durumlarda çok bekletmemek gerekiyor.

2- Bir yaşındaki çocuğa biraz büyük geliyor. Malum yapılış amacı ETKİNLİK ÖNLÜĞÜ ama olsun, bunu pek sorun olarak görmüyorum.

Nasıl Tutcam, Nasıl Etcem Derken Tuttum Gitti! :)


İki yıldır hamilelik ve emzirmeden dolayı oruç tutamayan ben, bu ramazan nasıl oruç tutacağım konusunda çok endişelendim. Çünkü normal günde bile susuzluk çeken, ancak çayla kendine gelen bir bünyem vardı. Bir de hala emmekte olan ve yemek yemeyi reddeden bir oğlum...

Bu kara kara düşüncelerle beklenen gün geldi çattı. İlk sahurda boool miktarda su, ilk oruçta rölantide bir gün geçirdim. Tüm gün " hala iyiyim", " aaa hala şuurumu kaybetmedim!" şeklinde şaşırmalarla saatler ilerledi... Son 1-2 saat ayakta dengede durma sorunu yaşadım sadece.

Ve AKŞAM EZANI okundu! İnanamadım, şok haliyle kaldım bir an :). Sonra da taze sıkılmış vişne suyunu diktim kafaya!!!

Eveeett Çok şükür korktuğum kadar olmadı. Rabbim yardımını esirgemedi. En çok korktuğum ilk günü başarıyla atlattım. Artık korkmuyorum senden ey ORUÇ! Ben de seni tutayım, sen de beni tut inşallah!

Kıssadan Hisse: Orucu gözünüzde büyütmeyin. Azcık iradenize sahip çıkın. Şeytan bizi psikolojik olarak yıkmak istiyor , yok efendim çok sıcakmış da günler çok uzunmuş da, ona papuç bırakmayın. Tutun gitsin!


NOT 1 : Yine kınadığım başıma geldi! 5-6 yıl önce bir arkadaşım, bir tanıdığının Ramazan'da yıllık izin alıp evde oruç tuttuğunu söylemişti. Çoook gülmüş bir de herkeslere anlatmıştım NE KOMİK YAAA diyerekten.... Pişmanım... Başıma geldi.... Yıllık izne ayrıldım. Yuppi!!!

NOT 2: Mahallemizin davulcusu da ( saat 2'de başlamasına rağmen) gayet başarılı. Avrupa birliğine felan girmeye niyeti yok. Gayet oynak bir melodi ve bangır bandır tokmak sesiyle bizi uyandırıyor. Aman oğlan uyanmasın diye camları sıkı sıkı kapıyorum hemen!

Kirli, Mutlu, Çocuklu!


Annelik üzerine bir gönderi.

Annenin en temel görevlerinden biri de elbette bebeğinin karnını doyurmaktır. Bunu Allah vergisi ana sütüyle sağlamanın yanı sıra bir süre sonra ek gıda zaruret haline gelmektedir. bu ne yaa akademik bir dil mi kullanıyorum ne?

Eğer çocuğunuz benimkisi gibi İLLA KENDİM YİYECEĞİM diyorsa seçenekler şunlardır:

1- siz zorla yedirirsiniz, etraf temiz kalır, ama çocuk psikolojik ve sosyolojik olarak uzun vadede çooook sıkıntılarla karşılaşır.


2- Kendisinin yemesine izin verirseniz,

Çocuğunuz yemek yerken sadece ağzı ile bu eylemi gerçekleştirememekte aynı zamanda tüm kıyafetleri, kafası, saçı hatta çorabı bile YEME eylemine bil fiil iştirak etmektedir. Keşke bu kadarla kalsa! Bir de ev ciheti var; halı, koltuk, sandalye, duvar vb... Bu kadar mı? Ne yazık ki hayır. Sürekli, sizinle irtibat halinde olan yavrucuğunuz sizin üstünüzü başınızı da bir güzel batırır. Üst baş derken mecazi anlamda değil gerçek anlamda! Saçlarınız muhallebi oluverir bebeğinizin o minicik elleri sayesinde...

Bu durum üzerine iki seçenekle daha karşılaşırsınız:



A- İdeal olanı, her yemek sonrası bebeğinizi ve kendinizi banyoya, tüm kıyafetleri de kirliye atmaktır. Bir de halıları silmek felan...

B- Ben bu ideal olanı yapacak gücü kendimde görmediğimden B şıkkını uygulamaktayım şöyle ki: Önlüklerin en kocamanından almak, çocuğu zapdedebildiğim müddetçe mama sandalyesinde oturtmak, yemek sonrası saçlar da dahil olmak üzere yüzünü, elini yıkamak, kıyafetlerini ve kıyafetlerimi silmek... bebeğimin sadece mutfakta ve balkonda yemesine izin veriyorum, mutfak halısını zaten gözden çıkardığım için çok sorun olmuyor... Bu gün az biraz özgürlük vereyim dedim, yatağın çarşafın arasından köfte çıktı! Çarpılcaz bu gidişle... Özgürlük var ama sınırlı özgürlük. Mutfak ve balkonda döksün, saçsın, yesin, içsin...

Böyle yazınca sanki çok bir yiyormuş gibi oldu... Yediğinden değil, eğlencesinde o, 1 kaşığın çeyreğini yer, 3 kaşığı etrafa atar...

Anaokuluna hatta ilkokula giden kocaman çocukların ağzına anneleri yemek veriyor veya da tabakla peşinden koşuyor. Amman kınamayalım şimdi de.... :) İnşallah ben öyle bir anne olmam. ( Şu an ben de tabakla peşinden koşuyorum ama büyüyünceyi kasteddim.) İşte bu yüzden döksün saçsın kendi yesin taraftarıyım!

Başta şunu kabul etmek lazım. Bu çocuk pasaklı, ben de anası olarak saçaklı saçaklı ortalıkta dolanacağım. Mutfak halısının desenleri yemek lekeleriyle güzel bir sentez oluşturacak. Her sabah giydiğim ve giydirdiğim kıyafetler akşama kadar 3-5 kez mutasyona uğrayarak renkten renge desenden desene girecek. Ve ben tüm bunları ÇOK NORMAL olarak kabul edeceğim. İşte bunu başarırsak çocuğumuzu da kendimizi de yıpratmamış oluruz.


Bu yazı da çok hoşuma gitmişti. Buraya CUK oldu şimdi! Kendimizi mi kandırıyoruz bilmem ama...

Ahhh ahhh dinlemiyoruz Allah'ın Rasulünü sonra geliyor başımıza. " "Kınamayınız, kınadığınız şey başınıza gelmedikçe ölmezsiniz" buyuruyor bir hadis-i şeriflerinde. Ben neyi mi kınadım? Bir yakınımızın çocukları elinde ekmekle evi fır dolanıyordu tüm gün işte onları... Aslında çocukları değil de annelerini kınamıştım " Niye çocuklara besleyici bir şey yedirmiyor?" diye... İşte şimdi başımda. Bizimkisinin en sevdiği şey elinde kuru ekmekle gezmek!