Bebeğe Hazırlık

Şu an bebeğim 6 aylık. Ama elbette her anne adayı gibi hamileliğimde bebek için hazırlıklar yaptım. Hamilelikte hele de ilk bebeğiniz ise bazı gereksiz şeyleri de alabiliyor insan. Hem özeniyor her şey tam olsun istiyor yavrucağı için hem de deneyimsizlikten dolayı bazen abartabiliyor olayı.

Ben bloglarda bebeğime ŞUNU aldım AAA BAKIN BUNU DA ALDIM diye nispet yapar gibi yayın yapmaya karşıyım. Fakat annelere ve anne adaylarına fikir vermesi açısından, deneyimlerimi aktarmak maksadıyla bazı paylaşımlarda bulunacağım.




A: Bebedor Bebekler için özel üretilmiş kulak çöpü
B: Bebedor Tırnak Makası
C: Nuby Burun aspiratörü
D: Bebeğin alt temizliği için PAMUK
E: Alt temizliği için yenidoğan özel ISLAK PAMUKLU MENDİL

NOT: BU fotoğrafı hamile iken çekmiştim. Hamileyken bebek hazırlıklarınızın fotosunu çekmenizi öneririm. Belgesel niteliğinde, güzel anı fotoğrafları oluyor!

Bir de burada yazdığım ürünleri daha ayrıntılı tanıtmayı düşünüyorum ilerleyen günlerde.

Ne, Ne Kadar Önemli???



Bazı durumlarda hayatta önemsediğimiz pek çok şeyin ne denli önemsiz olduğunu idrak ediyoruz aslında… Buna o kadar çok örnek verebilirim ki. Bunu hisseden tek ben değilim, hemen herkes benzer duyguları hisseder diye düşünüyorum.

Konuyla ilgili somut örnek vereyim hemen. Giyimde olsun, ev dekorasyonunda olsun renk ve tarz uyumuna dikkat etmeye çalışırım. Yeni bir şey alacağımda çok zorlanırım bu yüzden… Ayrıntılar önemlidir ve güzellik ayrıntılarla ortaya çıkar diye düşünürüm vb.

Ama…..

Van’daki depremi görüyorsun, iskambil kağıdı gibi binaların katlarını görüyorsun… Düşünüyorum, o evlerde de benim gibi renk uyumuna dikkat eden, zor beğenen kimseler vardı elbet… Şimdi acaba umurlarında mı koltuğu ile halısının renk tonunun tam tutmaması? Kıyafeti ile çorabının biraz uyumsuz olması? İşte bu gibi şeyler…



Hayatta bazı şeylere gerektiğinden fazla önem, dikkat, emek ve para veriyoruz! Arada kendi kendimize silkelenmemiz gerek!

Ne demiş Yüce Yaratan bize hitabında:

"Bu dünya hayatı, bir oyundan-eğlenceden ve geçici bir zevkten başka bir şey değildir; ama ahiret hayatı Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için çok daha güzeldir. Öyleyse aklınızı kullanmaz mısınız?"

En’âm / 32

El Emeği Göz Nuru

El örgüsü bebek yelekleri olmazsa olmazlardan! Her çocuğa lazım. Bebiş uyanınca hemen geçir sırtına bir yelek :). Yetişkinler için el örgüsü giymek pek cazip değil. Çünkü hazır giyim hem daha ekonomik hem de daha modelli :). Ama bebek ve çocuklar için öyle değil. 5 TL lik iple zevkinize göre bir bebek yeleği örebilirsiniz rahatlıkla!

Benim tarafımdan renkleri, modelleri ve düğmeleri seçilmiş kayınvalidem tarafından örülmüş yeleklerden bazıları aşşağıda. Maksat fikir vermek. Genelde el örgüsü yelekler eski moda duruyor. Onlara daha modern bir hava katmak istedim. Ama ne kadar başarılı olduğum tartışılır :))




Doğum ve Ben




Doğumumla ilgili hem yazı yazmayı hem istiyorum hem de istemiyorum. Anlatıp rahatlamak istiyorum ama bir yandan da hatırlayıp üzülmek istemiyorum…

Kısa bir özetle 9 ay 16 gün boyunca NORMAL doğum için kendimce çabalamama, dua etmeme, doktoruma ısrarla bu isteğimi vurgulamama rağmen ben de “sezaryenzede” oldum. ( bu kelimeyi de şu an uydurdum. Belki benden önce başkaları da bulmuştur ???)

Bebek 9 ay 16 günlük oldu, ultrasonda 3.750 ağırlığında çıkıyor, daha fazla büyümesin diye hiç sancım yokken suni sancı verildim. Bebeğin kakasını yapması sonucu sezaryen oldum.

Ameliyata ağlayarak girdim, lohusalığımda da çook ağladım… Hala içim rahat değil… “Acaba gerçekten sezaryen olmam gerekiyor muydu? Yoksa doktor beni kandırdı mı?” diye düşünüyorum hala… Yapacak bir şey yok elbet… Olan oldu artık… “Evladım sağlıklı çok şükür! ” deyip kendime moral vererek konuyu kapatmaya çalışıyorum…

Her şeyin doğal olanından yana olan ben, elbette tam bir NORMAL DOĞUM taraftarı ve savunucusuyum… Gel gelelim durum böyle işte…

Arada hamilelik ve doğum anılarımı da paylaşırım. Eeee ne de olsa kadınların doğum hikayeleri bitmezmiş di mi 

Süper Gözlerim Olsa Allah’ı Görebilir miyim?

İlkokul 5 giden yiğenim için geçen hafta sonu aldığım kitap adı gibi çok ilgi çekici ve eğlenceli! Hikayesi, yazım dili, kurşun boya ile çizilmiş resimleri, eğlenceli notları...

Yiğen kitabı eline alır almaz 32 sayfa okudu, zaten kitap 90 sayfa! Bol resimli ve büyük yazılı... Aslında 5.sınıf için biraz çocukça kalıyor bu yönden. Ama hikayesi ve tasarımı çok hoş. Benim de okuyasım geldi :). Zaten yiğenim sesli okudu ben dinledim sonra da tek tek resimlerini inceledim. İlkokula giden çocuklarımıza tavsiye edilir!
NESİLÇOCUK'tan... ( Fiyatı da çok uygun 5.50 krş ile 4.00 krş arası bir şeycik!)



Bu da kitabın arka kapağında yazanlar:


Kimse bulamasın diye epey saklamıştım ama demek ki eline geçti. Tamam, izin veriyorum


azıcık okuyabilirsin günlüğümü...


Süper Çocuk olduğumu senin öğrenmende bir sakınca yok bence... Aslında Süper Defter’i


okudukça gözlerinde oluşacak şaşkınlığı görmek için sabırsızlanıyorum. Mesela çiçeklerin niye biftek yemediklerini, gökteki yıldızları Salih Amca’nın yapıp yapmadığını, süper parmağımı kestiğimde kimin yarayı diktiğini ve bunun gibi bir sürü zor soruyu bu defterde cevapladım.


Çünkü ben süperim!


İtiraf etmeliyim ki, soruları Süper Babannem cevapladı. Ama olsun! Sonuç olarak, Süper Defter’im, Süper Babannem ve ben muhteşem bir ekip olduk. Zamanla süper gözlerimle


bakarsam Allah’ı görebileceğimi anladım. Belki senin de keşfetmediğin süper gözlerin


vardır ve Allah’ı görebilirsin. Benim kadar süper olamasan da idare ediver artık…

Doğal Yaşama Doğru

Yüce Allah'ın yarattığı her şeyin bizim için en yararlı şekilde olduğuna gönülden inanıyorum. Yaratılmışlara insan müdahalesi ne kadar çok olursa bize zararının da o oranda arttığı kanaatindeyim. Somutlaştırırsak buğday "beyaz un" olana kadar o kadar çok işlemden geçiyor ki pek çok faydalı özelliğini de böylelikle kaybediyor. "Bir madde ne kadar işlem görürse" ve "kimyasal barındırırsa" o kadar zararlıdır gibi kendimce kabullerim mevcut.

Kendimce DOĞAL yaşamaya çalışıyorum. Ama plastikler, hormon ilaçları ve katkı maddeleri ile dolu şu dünyada bunu ne kadar başarabildiğim malumunuz...

Kendimce yaşamımda dikkat ettiklerim:





* UN: "Kepekli" ve "tam buğday unu" alıyorum. Bazen beyaz un ile karıştırıp bazen ise tek olarak kullanıyorum. Keklerde poğçalarda gayet başarılı sonuçlar alıyorsunuz.




* SABUN: Boyalı ve kokulu sabunlardan uzak duruyorum. "Ne kadar katkı o kadar zarar" düsturumla! Banyoda vücut için doğal YEŞİL sabunlardan kullanıyorum. Hatta işi bir adım daha ilerlettim el sabunu olarak da DOĞAL YEŞİL sabun kullanmaya başladım!
Bu yeşil sabunları marketten MEHMET AYDIN markası ile veya da şifalı bitki satan otçulardan alıyorum. Ne kadar "şekli şemali bozuksa o kadar doğaldır" heralde düşüncesiyle otçulardaki en tipi bozuk sabunları tercih ediyorum :)

* YUMUŞATICI: Çamaşır makinesinde sadece perde yıkarken yumuşatıcı kullanıyorum. Havlular da dahi yumuşatıcı kullanmıyorum! "Eskiden yumuşatıcı mı varmış?" :))

* PARLATICI: Bulaşık makinasında da asla parlatıcı kullanmıyorum. Hatta bana kalsa deterjan da kullanmayacağım ama...

Yeni Nesil Yardımlaşma



Bebeklerin hiç mi hiç eskitmeden kıyafet küçülttükleri bir gerçek. Onun için YAŞASIN ANNE DAYANIŞMASI! Ben (çok şükür maddi durumumuz yerinde olmasına rağmen) oğlum için verilen tüm kıyafetleri seve seve kabul ediyorum. Çünkü bebeğim çok çabuk büyüyor!

Burada oğluna küçük gelen kıyafetlerini paylaşıyor Tanya hanım. Bence örnek alınması gereken çok hoş bir davranış.

Ben ne mi yapıyorum Muhammed'e küçük gelenleri? 2. bebişim veya da kardeşimin müstakbel bebişi için saklıyorum.

Bazılarını da eşimin köyüne götürüyorum ki orada gerçekten çook ihtiyacı olanlar var.

Ama başka bebek düşünmeyen veya da çevresinde verecek kimsesi olmayanlar için bu bloglar güzel nimet!