Hamburger Seviyor musunuz? Bir Daha Düşünün!


ABD’li bir beslenme uzmanı bir yıl boyunca mutfağında hamburger ve patates kızartmasından oluşan mönüyü bekletti. Sonuç: Mönü ilk günkü görünümünde. Uzmanlar şimdi ürünlerin içinde yer alan koruyucu maddeleri tartışmaya başladı.

ABD’li beslenme uzmanı Joann Bruso’nın bir yıl boyunca mutfağında beklettiği McDonald’s mönüsünün neredeyse hiç değişmemesi milyonlarca kişi tarafından yenilen yiyeceğin sağlıklı olup olmadığının sorgulanmasına yol açtı. İngiliz Daily Mail’in haberine göre Colorado’da yaşayan sekiz torun sahibi Bruso, McDonald’s’tan aldığı Happy Meal mönüsünü evine getirip fotoğrafını çektikten sonra bir yıl boyunca mutfağında bir rafta bekletti.

Hamburger ve patates kızartmasından oluşan menüyü üstünü kapamadan saklayan Bruso bir yıl sonra yiyeceklerin görüntüsünün değişmediğini gördü. Yiyeceklerin yapısı gereği bozulması gerektiğini söyleyen Bruno, "bu yemeğin bozulması, kokması ve çürümesi gerekirdi. Öyle olmaması bunun çocuklar için ne kadar sağlıksız olduğunu gösteriyor" dedi. 62 yaşındaki 8 torun sahibi Bruso, yıl boyunca sineklerin ve bözeklerin bile hamburger ve patates kızartmasına hiç ilgi göstermediğini belirtti.

( Geçen yıl ajanslara düşen bu haberi paylaşmak istedim.)

Uzun Raf Ömrü?



Uzun Ömürlü sütler, yoğurtlar başımızın belası! Bu konuda eşim de ben de çok dikkatli davranıyoruz. Evime bu ürünlerin girdiği sayılıdır.

Normalde süt 3-4 günde bozulur, bozulması GEREKİR. İşin doğası bu! Bunu yıllardır savunuyorum. Sonunda şükür doktorlar çıkıp bunu TVde haykırmış! Ama bu iş çok büyük bir sektör adamlar tehdit bile edilebilirler bence! Ama bunu ben deyince kimse takmıyor, işin ehlinin yani DOKTORların bunu açıklması lazım. zaten görevleri bu değil mi? Hipokrata boşa mı yemin ettiler?

Doktor diyor ki: " Ürünlerin raf ömrü uzadıkça, bizim raf ömrümüz kısalıyor!"

Doktorların açıklamasını izlemek için tıklayın!

Süt dediğin oda sıcaklığında 3-4 saat dursa bozulur!
Ama bu uzun ömürlüler markette dolapta durmuyor, aylarca oda sıcaklığında bozulmuyor.
E öyleyse basit bir mantıkla diyebiliriz ki BUNLAR SÜT DEĞİL! Ne o zaman?

Ama sadece sütle yoğurtla bitmiyor ki? Her tarafımız sarılmış, kuşatılmış durumda! Birinden kaçsak öbürüne yakalanıyoruz. Veya ben evimde dikkat etsem bile dışarıda yemek yediğimiz oluyor, misafirliğe gittiğimiz oluyor...

Meyva sebze yiyelim diyorsun, o da hormonlu, ilaçlı... Bal diyorsun şekerli , glikoz şuruplu... Tavuk eti zaten plastikle eş değer...




Annemin de babamın da köyü yok ne yazık ki... Evlendiğimde eşimin köyüne gittiğimde 25 yaşlarında İLK KEZ YUMURTANIN TADINA VARDIM! O nasıl canlı bir sarı, o nasıl bir lezzet? Her gittiğimde abanıyorum şimdi yumurtaya... Hatta kartın kutuyu samanla doldurup tee altı saatlik yoldan eve de getiriyoruz... Tavuklar da darıyla, çer çöple besleniyor, tüm gün özgür özgür dolanıyor!

Ne yapmalı, neresinden tutmalı bu işin bilemedim!

Bebek Hazırlığı- Göğüs Ucu Kremi

Hamile olana kadar ne göğüs ucu kreminin ne de göğüs pedinin varlığından haberim vardı. Hayat her şeyi zamanı gelince öğretiyor! Bir anda UZMAN oluveriyorsunuz daha önce hayatınızda hiç yeri olmayan konularda.

Hamile olan birinin yakınında bilinçli bir YENİ ANNEnin olması lazım! Çünkü zaman ilerledikçe her şey değişiyor. Kendi annelerimizin 20-30 yıl önceki annelikleri bizim ihtiyaçlarımızı karşılayamayabiliyor. Ya da internet güzel bir nimet deneyim sahibi insanlara ulaşmak için.

Şimdi göğüs ucu kremi ile ilgili deneyimlerimi paylaşacağım bu gönderide. Hamileyken karnım çatlamasın diye karnıma kakao yağı, gliserin, zeytin yağı, badem yağı, kayısı yağı gibi yağlar sürüyordum her gün. O yağlardan göğüslere de sürmek gerekiyor. Çünkü süt üretimi ile göğüslerde de büyüme ve çatlaklar oluşuyor. Tabi ne kadar yağ sürseniz de çatlaklarda en önemli faktör vücut yapısı yani kalıtsal özellikler…

Neyse konumuza gelelim, hamileyken LANSİNOH göğüs kremi aldım. Doktor haftada 1-2 kez sürmemi söyledi son 1-2 ayımda. Doğumdan sonra ise her emzirmeden sonra mutlaka sürüyordum. Lansinoh kremin içinde kullandıktan sonra temizlemeye gerek olmadığı yazılıydı ama ben minicik oğluma kıyamadığım için ilk günler emzirmeden önce göğsümü yıkıyor veya ıslak pamuk ile temizliyordum. Zamanla göğüs emilmeye alışıyor ve krem kullanmaya gerek kalmıyor. Onu herkes kendi durumuna göre ayarlamalı.

Mesela hamile olmadan önce Lansinoh'u hiç duymamıştım. Meğer ne büyük bir markaymış :). Emzirme ürünlerinde otoriteymiş de haberim yokmuş :).


Sonraları bebek 3-4 aylıkken göğsümden problem yaşadım. Pazar günüydü, nöbetçi eczaneden ancak GARMASTAN adlı kremi buldum. Lansinoh’ a kıyasla daha bir İLAÇ havası var bu kremin paketinde! Bu kremden de memnun kaldım ama olumsuz özelliği emzirmeden önce karbonatlı su ile göğsü temizlemek gerekiyor. Bir de rengi MAVİ, pek hoş bir görüntü olmuyor sürünce…



Her annenin doğum çantasında göğüs kremi bulunmalı! Ben belki kullanırım belki kullanmam diyerek LANSİNOHun en küçük boyunu almıştım. Bana yetti ilk etapta.

Hamilelik ve ilk annelik bir kadının en çok bilgiye, deneyime ihtiyaç duyduğu dönem, kendimden biliyorum :). Onun için de deneyimlerimi paylaşıyorum...